Şarabın üstüne rakı mı içilir kaptan? İkisi de güzeldir ama
bırak karışmasınlar. Alacalı pembe senin nene gerek, kırmızı ayrı, beyaz ayrı
güzeldir kaptan. Bi bildiğin mi var kaptan, benim aklım kıttır anlamam. Şarap
ayrı güzeldir, rakı ayrı, karıştıramam.
Şarapta çare olmaz, rakı da evlat. İçtikçe içerinde kalır.
Hele şarap bi oturdu mu kalbine kaldıramazsın. Şarap içersen o olursun, rakı
içersen kendin olursun. Ben ne kendim olmayı ne de o olmayı seçtim evlat. Şarap
içersem O oluyordum rakı içersem BEN. Ben bir olmaktan yanayım evlat. Ne sadece
ben aşık olayım ne de sadece o. Karışmak lazım evlat birbirine karışmak.
İçerde, kalbin taaaa içinde. İçtiğinin midene mi gittiğini sanıyorsun evlat?
Kalbi doldurur rakıyla şarap. Sadece birini içersen ya acı çekersin ya da
çektirirsin, bu sarhoş eder insanı. Acı çekmek ya da çektirmek mutluluk
değildir evlat, değildir sadece rakı içmek, sadece şarap içmek. Mutluluk her
ikisini de karıştırabilmektir. O zaman hazdan değil mutluluktan sarhoşsundur.
Şarap rakıya, rakı şaraba aşıktır evlat. Biri olmadan diğeri olmaz.
Nereye gidiyoruz kaptan?
Ben içerim gemi gider evlat, birbirine karıştımı rakıyla
şarap, gemi vurur kendini denize, bulur denize kıyısı olan bir şehir durdurur
kendini.
Çok içiyosun kaptan, nedendir derdin anlamam, nedendir bu
kıyıya gelişimiz. Neden inmezsin kaptan hiç bi kıyıya. Affet beni kaptan aklım
kıttır düşünürüm ama anlamlandıramam.
Biz ne zamandır denizdeyiz evlat?
İki yıl oldu kaptan. İki yıldır denizdeyiz ve sen bir kere
bile inmedin kıyıya.
Eyvallah evlat peki ben iki yıldır hangi kıyıyı seyrettim
güvertede?
Karşıdaki kıyıyı kaptan. Gözünün ucuyla bile bakmazsın diğer
kıyılara. Bir bu kıyıya bakarsın birde engin denize.
Peki evlat bilirmisin ki ben onu her istediğimde bu kıyıya
gelirim ve o her seferinde bu kıyıdan saçları uçuşa uçuşa geçer. İki yıl önce
bu kıyıya inmiştim evlat ben, güverteden görmüştüm onu, gemiyi kıyısına
bağlayıp koşmuştum yanına ama farkında değildim evlat düşünememiştim onun
sevgisini, düzenini, aşkını, düşüncelerini… ‘Merhaba’ deyip girmiştim hayatına. Onun kara düzeni
vardı bense denizin tekdüzeliğini kendi kurduğum hayallerle bozuyordum evlat.
Ben kendime yeni dünyalar yaratıyordum o kendi dünyasına sıkışmıştı evlat.
Alabildiğine anlamsız geldi ona sonra kendi tekdüzeliğime geri döndüm evlat.
İki yıldır ara sıra bu kıyıdan izlerim onu, her istediğimde geçer buradan. Son
zamanlarda baya zayıflamış. Aslına bakarsan dün sen uyurken indim evlat kıyıya,
çok uzun zaman sonra. Alkol her yerimdeydi, oturdum bekledim kıyıda. Geleceğini
düşündüm ve geldi oturdu yanıma. Hayal miydi gerçek miydi bilmiyorum. Konuştuk
biraz, içkim bitene kadar. Muhabbet bir yerlere giderken ‘Beni bilirsin.’li
cümleler kurduk. Evet ikimizde birbirimizi biliyorduk, ne olduğumuzu, ne
durumda olduğumuzu… ikimizde birbirimizi biliyorduk, neden orada yana yana
oturduğumuzu, benim can sıkıntımın alelade bir sebebi olmayışını, onun
zayıflayışının her zamanki nedenini… gibi gibi durumları, her ikimizde
biliyorduk. Alkol bitti ben gemiye geldim o kendi karasında kaldı. Sabah
ayılınca gidiyoruz evlat bu kıyıdan, her yerin deniz olduğu kıyısız enginlere.
Tekrar içip geri geliriz belki bu kıyıya. Bundandır evlat çok içmemin sebebi,
içmezsem gelemem bu kıyıya.
Eyvallah kaptan vira demir vira bismillah o zaman
Anladım aşıksın kaptan, anladım çaresi de yok gidelim kaptan
bu kıyıdan, gidelim vuralım başka bir kıyıya. Açılırsak enginlere, boğulursun
kaptan. Sana başka bir kıyı yaraşır, bu kıyıda biraz daha durursak
nefessizlikten öleceksin kaptan. Bitir şişeyi, yaz üzerine HOŞÇA KAL’ını fırlat
at kıyıya. Anlasın ki bir daha gelmeyeceksin, anlasın ki bir başka kıyıya
gidiyorsun. Umursayacağını sanmıyorum kaptan. Seni umursuyor olsa İki yıldır bu
gemide olurdu kaptan.
Eyvallah evlat aklın kıt değilmiş, benmişim aklı kıt olan.
Çıkar sudan yelkenlerimi gidelim buradan,
( Gemi yavaş yavaş açılır kıyıdan, kaptan HOŞÇA KAL yazılı
şişeyi güverteden kıyıya sallayıp sağ eli sol yanında eğilip selamını vererek
uzaklaşır kıyıdan.)
Yorumlar
Yorum Gönder