Ana içeriğe atla

ORASI


Kıyının kenarında ara sıra kaçıp gitmek isteyen kızın hikayesidir bu. Kız ara sıra alkol almaktadır ve bu yüzden kaçıp gitmeyi istemektedir. Her alkol sonrası kalbi yavaşlar. Yavaşlayan kalp düşüncelerle etkileşmekte ve birbirinden ayrı olduğuna inanılan kalp ve beyin birlikte çalışmaktadır, yavaş yavaş ve duygulu düşüncelerle. Bu etkileşimli çalışma öz düşünceleri içermektedir. Geri kalan tüm düşünceler beyin tarafından yok edilmiştir, kalp çalışabilsin diye. Kız durumunun farkındadır, kaçıp gitmezse kalbi duracaktır, bunu bilmektedir. Kaçıp gitmenin hayali bile az da olsa can vermektedir.

İlk kaçıp gitme hayali eski bir çay ocağında kurulmuştur. Daimi müşterisidir çay ocağının. Küçük tabure üzerinde telveli türk kahvesi içip tavla oynarken kurmuştur hayalini. Gitmeliyim ama gidemem hayali ilk orda başlamıştır. Tavla biter, fincan boşalır, ocağa selam verilip çıkılır. Alkolsüz başlayan düşünce alkol alındıkça içten içten dışa çıkmaktadır. Bi ORASI vardır düşünde, neden ORASI, niye ORASI, ORASI neresi bilmemektedir. Fakat ORASI onun özgür alanıdır. ORADA ne yapacağını da bilmemektedir. Oyunlar mı oynayacaktır, yeniden mi başlayacaktır, çilek mi yetiştirecektir, şarap mı içecektir, kendini sevmekten bıkmıştır artık bi başkasını mı sevecektir, yoksa kayıp mı olacaktır… bilinmemektedir. ORASI bir hayaldir ve kaçıp gidince gerçek olacaktır. ORASI kalbine iyi gelecektir en azından bunu hissetmektedir.

Açar kırmızı şarabını, kadehini her zamanki yerine kadar doldurur, içerken kalbi yavaşlar. İkinci kadehi doldurur, biraz daha fazla koyar, biraz daha kalbi yavaşlar. Üçüncü kadehi ağzına kadar doldurur, şarap taşmadan durdurur kendini. Kalple beyin etkileşimdedir. Cesareti gelmez şarabın dökülmesine. Kadeh taşsa gidecektir artık ORAYA fakat taşıramamış durdurmuştur kendini. Durumunun farkına varır, yavaş yavaş kendine gelir. Üçüncü kadehi fondipleyip dördüncüyü doldurmaya başlar, sakin ve sessizdir. Pencere önünde duran mavi kuşun ötüşünü duyar, neşelenir biraz. Kadeh alabildiğine dolar, kız kendini izler, kendi yaptığına heyecanlanır, -acaba kadeh taşacak mıdır?- kendi içinden kendini izlemektedir. Kadeh tepeleme dolar, şarap kadehin kenarından yavaşça dolana dolana taşar, şişe boşalana kadar bekler. Kadehten akan yerde göllenir. Mutlu hisseder kendini.

Mavi kuşun ötmesi bi olasılıktır. Bir başka yerde değil kızın penceresi önünde ötmeyi seçmiştir. Kızın kaçıp gitmesi için olanak sağlamıştır. Mavi kuş neden ordadır, niye ordadır bilinmemektedir. Son kadeh şarap mavi kuşun ötüşü eşliğinde her yudumda ayrı bir zevkle içilir. Son yudumda mavi kuş kanatlanıp uçar, geri dönmektedir artık. Yaklaşık 550 kilometre sağda bir yerlerde eski bir şehirde yaşamaktadır. Kız mavi kuşun kanatlanışını seyreder ve uçtuğu yere doğru kendi kaçışını başlatır. Gittiği yerde mavi kuşla belki tekrar rastlaşır. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ŞARAP İLE RAKI

Şarabın üstüne rakı mı içilir kaptan? İkisi de güzeldir ama bırak karışmasınlar. Alacalı pembe senin nene gerek, kırmızı ayrı, beyaz ayrı güzeldir kaptan. Bi bildiğin mi var kaptan, benim aklım kıttır anlamam. Şarap ayrı güzeldir, rakı ayrı, karıştıramam. Şarapta çare olmaz, rakı da evlat. İçtikçe içerinde kalır. Hele şarap bi oturdu mu kalbine kaldıramazsın. Şarap içersen o olursun, rakı içersen kendin olursun. Ben ne kendim olmayı ne de o olmayı seçtim evlat. Şarap içersem O oluyordum rakı içersem BEN. Ben bir olmaktan yanayım evlat. Ne sadece ben aşık olayım ne de sadece o. Karışmak lazım evlat birbirine karışmak. İçerde, kalbin taaaa içinde. İçtiğinin midene mi gittiğini sanıyorsun evlat? Kalbi doldurur rakıyla şarap. Sadece birini içersen ya acı çekersin ya da çektirirsin, bu sarhoş eder insanı. Acı çekmek ya da çektirmek mutluluk değildir evlat, değildir sadece rakı içmek, sadece şarap içmek. Mutluluk her ikisini de karıştırabilmektir. O zaman hazdan değil mutluluktan sarho...

YARIM HİKAYE, MECALİM YOK

27 yaşındayım ve hiç birşey eskisi gibi olmayacak. Hala mutsuz biten hikayelere ağlarım. Önümüzde bi hayat vardı ve sen başaramadın denildiğinde evde anneme çaktırmadan ağlarım. Annem çakar tabi o ayrı. Hayatın yapmam gereken şeyleri yapamadığımda sevgiyi kesmesi ne kadar kötü.

Kırmızı Gözlüklü Kızın Hikayesi

Kırmızı gözlüklü kızın mektubudur bu hikaye; Öyle geçmişlere gitmeye pek gerek yoktur yakın zaman hikayesidir. Kalp kırıklığından gözlerim doluyken oturduğum kaldırımda unutulmuş gözlüğün hikayesidir. Gecenin en güzel hediyesi oldu bana, takınca iyi hissettim, yaşlarım kesildi. İçtiğim onca şarabın etkisiyle  uzanıp kaldırıma seyre daldım gökyüzünü. Ne yanımdan geçenler umrumdaydı ne de ben onların. Düşler başladı. Acaip hissettim , yüzme bilmeden suya atlayan benim çırpınmalarım bitmişte boğulmaya doğru bilinç kaybının huzurlu vefatı içindeydim, en yukarda … gökyüzünde. Sarhoştum belki de mide bulantısı boğuyodu beni Ayak sesi duydum bi çift derken çekip aldı gözlüğü vücuduma düştüm, ayıldım. Ağlıyodu. Taktı gözlüğü YETERİ KADAR AĞLADIM dedi , BEN GİDİYORUM BANYOYU TEMİZLİYCEM. Yürümeye başladı. Tanımıyodum, bi anda yeretti hayatımda. Sanki davet etmiş gibi peşinden yürümeye başladım bikaç adım kala yavaşladım, mırıldanıyodu, oturaklı küfürler salladı, arkasındaydım....