Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Şubat, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Asteğmen

Eksikliğimi aradım. Bir senedir subayım. Bir senedir kendim değilim. Devlet benim hayatıma ara verdi. Şimdi gideceksin ve sana verdiğim görevleri uygulayacaksın dedi. Anlamlandıramadıklarım oldu yinede uyguladım. Bilincim yerinde sayılmazdı açıkçası. Yüzümü kazıdım her sabah. Arkeolojik buluntular aradım sakallarımı altında. Benliğim oraya sıkışmıştır düşüncesiyle. Çene çukurumu buldum, dudaklarımı gördüm bıyıksız. İkisininde ne bir ideolojisi ne de bi sempatisi vardı. Etkileyici bir süper kahraman çenesi çıkmadı alttan. Yakışıklılığımın geçtiği yaştaydım.  Canlı bir beden içerisinde kapalı bir bilinçle yeşil kıyafetler üzerimde şehirden uzakta bir tepede çeşitli hareketlerde bulundum. Sabahları yüzleri bana dönük yüze yakın kişiye komut vererek çeşitli hareketler yaptırdım. Yaptılar. Benden önce de yapmışlardı, benden sonra da yapacaklar. Son komutu verdikten sonra geriye dönüp benden rütbeli kişiye kim var kim yok kaç kişi kaç baş kaç erbaş arz ederim ben Asteğmen Binbaş. Sonra aynı

Ay Beyazı

Az önce ay yükselirken göğe kocaman sapsarı,biz bütün aşıklar göğe durduk sevdiğimizin gözlerine bakmadan. Ki zaten böyle anlarda sevdiği yanında olanın şansı didem madak'ın şiir kitabında yereder ve paragrafa beraber başlarlar. Giderek küçülen Ay'a eyvallah dedik, kulaklarımız çınladı geceye. Rukiye bir kedi ismi. Uyurken mırladı. Bulut oldu tüyleri. Cigaramın dumanını üfler gibi üfledim Rukiye ye. Gitti Ay'ı beyazladı. Yarın bunlar olmayacak. Bunlar bidaha olmayacak. Buna benzer şeyler olacak belki ama üç çeşit kadın üç çeşit adamla evlenecek. O hikayelerde ben kokoreççinin baharatlığında kimyon kaşığı olarak lüzumlu görüldüğü anlarda yer alacağım. Uzanıp yanaklarınızdan öpüyorum.

Tevellüt 88.

İlkokul öncesi anaokulu vardı, ben gitmedim. Kız kaçırmakla meşguldüm. Zaten mahallede oynadığım bi kız vardı. Başka kızı nerde bulucan. Allem kallem -herhangi bir zor kullanma yoktur-  kaçırdım ben kızı. Gittiğimiz yer, yan mahallenin parkı. Buldular tabi bizi anneler. Ben o gün kaydıraktan koşarcasına kaydım. Sonra kızı bir daha görmedim. Rivayet olunur ki kaçarken ayaklarımı görenler fütürizm’e ilgi duymaya başlamışlar. Yaygın görüş olarak da “Hareket ve ışık maddeyi eritmelidir.” ifadesini benimsemişlerdir. (Buna inanmayacağınızı ümit ediyorum.)Öğrenim hayatı bir şekilde geçti, bi bakıma sıkıcıydı. Eskişehir Anadolu Üniversitesi Resim Öğretmenliği 2010’da bitti. Pür neşe, çokça eğlence. Bu dönemlerde kız kaçırmışlığım yoktur. Okumuşluğum vardır. Güzel insanlar vardı, güzel insanlar kitap olurdu, bende kitaplar okudum. Sonra o güzel insanlar öldü tabi, bende üzüldüm. Ölmeye devam ediyorlar.Lisans bitince memlekette yerel bir gazetede iş buldum hem ajans hem gazete dizgisi. Bolca mes

TAŞRA KABARE

Gözünde göğ olan kadınla biraz oldu görüşmeyeli. O gün tekrar sigaraya başladım. İstanbul için damar vakti çalıyordu. Kabarenin köşesinde taşradan gelen adam bendim, önümde istanbul hanfendileri ve beyfendileri. Göğnümün damarlarında yoğun dem tadı. Gözdeki göğde hava kapalı. Şarkının başında üç cümle kurdu, kapattı gözlerini. O andan beridir göremedim göğü. Nası derim kuşlara uçmayın kaybolursunuz, gözündeki göğ bize kapalı. Damar damar üstüne bindi, ön masa da efkarlarında mutlu mesuttu. Ben yine dem'le ayılmanın eşiğindeydim. Nadir anlarda dem toparlar kendime getirirdi beni. Kelimelerin sarhoşluğu rakıyla ayıltıyordu bazı anlarda teğmenim. Bi sigara molası verdim ayılmaya. Çıktım sahici göğe baktım, bi yudum göğe rakı döktüm yine. Ben yıldızları böyle toplardım. İstanbul hanfendileri ve beyfendileri geldi yanıma, hikayemi anlattım. Dedim ama hâlâ canım ciğerim. O güzelim şarkılar söylendi bitti. Sanatçıyı efkarımızla alkışa tuttum. Dem'in kâfisi, ef

Dünyamın en güzel Baharistanı;

Mülkiyetine sahip olunmaz kimsenin. Gözüne değil bakışına sahip olursun, Diline değil dediğine sahip olursun, Eline değil sıcaklığına sahip olursun, Mesaisi olamazsın ama anlatacağı hikayesi olursun. İkna ne beter bir sevgi çeşidi, sevdiğine zorlar insanı. Seni seviyorum diye dert yanarsın, ince ince. Derdolur, üzülür, hüzünlü bi akşam yaşarsın. Ağlama yar ağlama. Aslında hataydı cümlesi matematikten anlamayan duygulara sahip her sanatı üzer. Duygu, sanatın hangi jazz sesinde böyle cümle kurabilir? Bütün çiçekleri sen sakla dünyamın en güzel baharistanı. Saklı gizli yazdığın hikayelerin hiç birine yazma hata cümlesini. Bu konuda herikikişidenikisi mutabık olduğunda denilmesi gerekir fakat herikikişidenbirisi mutlu bi gece geçirmiştir.🤗