Ana içeriğe atla

FOSFORLU MAVİ


Tanrım bi kadına sevgi mi veriyoduk aşk mı alıyoduk?
Bilaare konuşalım çok unuttum!

          Kadın deli olduğumuzu düşünerek evden çıktı. Farkındaydı ki adamlar lavuktu ama yarıyolda bırakmazlardı. Gözü kapalı dolandı kollarına. Hoş gözlerini kapasada mavi sızıyordu etrafa, bi garip maviydi gözü. Napıyoruz? Sorusuna Bilmiyorum cevabını aldığı halde eğlenen kadın artık soruları bıraktı.
          İzmirin denizi on numara maviydi, Konak vapur iskelesinde de türkü çalardı. Türkü barda Yılmaz Güney’in afişi ne arardı. Neyse zaten Ay’ın yarısını kimin sildiği meçhuldü. Rivayet olunur ki yıllar yıllar öncesinde Leyla ile Mecnun birbirine aşkından gökte buluşurlarmış, kavuşamadıklarından ruhları Ay’ın ışığında sevişirmiş. Leylaya yakışan buymuş, zaten ismini geceden almış, en güzel gece rengiymiş. Ay’ın aydınlık tarafı Mecnun’a verilmiş. Leyla hep karanlığı yaşamış, Tanrı böyle uygun görmüş. Kavuşmak için dönmüş durmuşlar
          Bi aydınlık
          Bi karanlık
          Bi leyla
          Bi mecnun
          Ayın yarısı aşıkların kavuşamamasından ötürü silik kalmış
          Konak iskelesine kuş misali bi vapur yanaşmış, altında balıklar. Vapurlar aslında yüzme bilmezler onları balıklar taşır. Ve bilinirki kuşlar suya girerse boğulur. Kadın hikayeleri dinledikten sonra gecenin onbirbuçuğunda  hiç binmediği vapurla aklındaki  düşüncelerle garip bi dünyaya dalar.İki koca fosforlu mavi Ay’ı seyre dalar. Uçan kuşlar, martılar, yanında 2 lavuk on numara kallavi adamlar. Fışkıran sakalları var. Yolun başını kaçırmışlar, başka başka hikayeler de varolmaya başlamışlar…

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ŞARAP İLE RAKI

Şarabın üstüne rakı mı içilir kaptan? İkisi de güzeldir ama bırak karışmasınlar. Alacalı pembe senin nene gerek, kırmızı ayrı, beyaz ayrı güzeldir kaptan. Bi bildiğin mi var kaptan, benim aklım kıttır anlamam. Şarap ayrı güzeldir, rakı ayrı, karıştıramam. Şarapta çare olmaz, rakı da evlat. İçtikçe içerinde kalır. Hele şarap bi oturdu mu kalbine kaldıramazsın. Şarap içersen o olursun, rakı içersen kendin olursun. Ben ne kendim olmayı ne de o olmayı seçtim evlat. Şarap içersem O oluyordum rakı içersem BEN. Ben bir olmaktan yanayım evlat. Ne sadece ben aşık olayım ne de sadece o. Karışmak lazım evlat birbirine karışmak. İçerde, kalbin taaaa içinde. İçtiğinin midene mi gittiğini sanıyorsun evlat? Kalbi doldurur rakıyla şarap. Sadece birini içersen ya acı çekersin ya da çektirirsin, bu sarhoş eder insanı. Acı çekmek ya da çektirmek mutluluk değildir evlat, değildir sadece rakı içmek, sadece şarap içmek. Mutluluk her ikisini de karıştırabilmektir. O zaman hazdan değil mutluluktan sarho...

YARIM HİKAYE, MECALİM YOK

27 yaşındayım ve hiç birşey eskisi gibi olmayacak. Hala mutsuz biten hikayelere ağlarım. Önümüzde bi hayat vardı ve sen başaramadın denildiğinde evde anneme çaktırmadan ağlarım. Annem çakar tabi o ayrı. Hayatın yapmam gereken şeyleri yapamadığımda sevgiyi kesmesi ne kadar kötü.

Kırmızı Gözlüklü Kızın Hikayesi

Kırmızı gözlüklü kızın mektubudur bu hikaye; Öyle geçmişlere gitmeye pek gerek yoktur yakın zaman hikayesidir. Kalp kırıklığından gözlerim doluyken oturduğum kaldırımda unutulmuş gözlüğün hikayesidir. Gecenin en güzel hediyesi oldu bana, takınca iyi hissettim, yaşlarım kesildi. İçtiğim onca şarabın etkisiyle  uzanıp kaldırıma seyre daldım gökyüzünü. Ne yanımdan geçenler umrumdaydı ne de ben onların. Düşler başladı. Acaip hissettim , yüzme bilmeden suya atlayan benim çırpınmalarım bitmişte boğulmaya doğru bilinç kaybının huzurlu vefatı içindeydim, en yukarda … gökyüzünde. Sarhoştum belki de mide bulantısı boğuyodu beni Ayak sesi duydum bi çift derken çekip aldı gözlüğü vücuduma düştüm, ayıldım. Ağlıyodu. Taktı gözlüğü YETERİ KADAR AĞLADIM dedi , BEN GİDİYORUM BANYOYU TEMİZLİYCEM. Yürümeye başladı. Tanımıyodum, bi anda yeretti hayatımda. Sanki davet etmiş gibi peşinden yürümeye başladım bikaç adım kala yavaşladım, mırıldanıyodu, oturaklı küfürler salladı, arkasındaydım....