Gerçekten öylemiydik yoksa öylemi davranıyorduk. Kimdik. Resmi
durumlarda biriydik adımız vardı mesleğimiz vardı her tanıyan tanıdığı
şekilde selam verirdi. Hep burdan gitsek derdik değişicek herşey, biara
gittik kimse farketmedi değişime dair en ufak fikrim yok. Fakat yinede
gidince herşeyin değişeceği fikri hala değişmedi. Sokağa çıkmadan önce
ağzımızda kalan küf kokusu sokakta kayboluyodu. Kokunun üstünü yalanla
örtüyoduk. Meraba nasılsın iyiyim yalanı. Bunu duyunca herşey çok normal
geliyodu. Ama küf küftü. Yalnızken için bayattı. Toprakta bayatlamıştı
artık altında okadar çok ölü vardıki artık kokmaya başlamıştı. Bu benim
gençliğime denkgelmişti ve ben kaldığım yerinde, gidiceğim yerinde aynı
koktuğunun farkındayım.
Şarabın üstüne rakı mı içilir kaptan? İkisi de güzeldir ama bırak karışmasınlar. Alacalı pembe senin nene gerek, kırmızı ayrı, beyaz ayrı güzeldir kaptan. Bi bildiğin mi var kaptan, benim aklım kıttır anlamam. Şarap ayrı güzeldir, rakı ayrı, karıştıramam. Şarapta çare olmaz, rakı da evlat. İçtikçe içerinde kalır. Hele şarap bi oturdu mu kalbine kaldıramazsın. Şarap içersen o olursun, rakı içersen kendin olursun. Ben ne kendim olmayı ne de o olmayı seçtim evlat. Şarap içersem O oluyordum rakı içersem BEN. Ben bir olmaktan yanayım evlat. Ne sadece ben aşık olayım ne de sadece o. Karışmak lazım evlat birbirine karışmak. İçerde, kalbin taaaa içinde. İçtiğinin midene mi gittiğini sanıyorsun evlat? Kalbi doldurur rakıyla şarap. Sadece birini içersen ya acı çekersin ya da çektirirsin, bu sarhoş eder insanı. Acı çekmek ya da çektirmek mutluluk değildir evlat, değildir sadece rakı içmek, sadece şarap içmek. Mutluluk her ikisini de karıştırabilmektir. O zaman hazdan değil mutluluktan sarho...
Yorumlar
Yorum Gönder