Tevellüt 88. Büyüdük biraz tabi yaş oldu 25 küsur. İlkokul dönemi mahalle maçı, Üç korner bir penaltı sayılır Kaleci topu 3 kere sektirirse rakip açılır. Taç kullanan kendi önüne atınca, taç değişir. Pas vermeden atılan gol sayılmaz. Beşte devre, onda biter. Japon kale maç yapılıyorsa, herkesin ayrı kalesi olur. Maçtan sonra gelen su ortak içilir. Ağabeylerimizden böyle öğrendik. Onlar çarşı’da oynardı, biz arasta da. İlkokul öncesi anaokulu vardı, ben gitmedim. Kız kaçırmakla meşguldüm. Zaten mahallede oynadığım bi kız vardı. Başka kızı nerde bulucan. Allem kallem -herhangi bir zor kullanma yoktur- kaçırdım ben kızı. Gittiğimiz yer, yan mahallenin parkı. Buldular tabi bizi anneler. Ben o gün kaydıraktan koşarcasına kaydım. Sonra kızı bir daha görmedim. Rivayet olunur ki kaçarken ayaklarımı görenler fütürizm’e ilgi duymaya başlamışlar. Yaygın görüş olarak da “Hareket ve ışık maddeyi eritmelidir.” ifadesini benimsemişlerdir. (Buna inanmayacağı