Ana içeriğe atla

İKİ GÖZÜMÜN ÇİÇEĞİ

- Nasılsın lan?
* Nasıl biliyorsan öyleyim. Lan ne amına koyim. Ankaralı bebelerden mikrop mu kaptın? 
- Aynen, mikrobum ben.
* Rakı içiyorum içicen mi?
- No, kahve içiyorum ben.
* Bi gün dönersin eski haline.
- Ne gibi eski hal? Rakı içiyorum da her gün değil.
* Ben de sadece cumartesileri. Biliyon işte her cumartesi adetimdir.
- Afiyet olsun. Bugün cumartesi mi?
* Sentetiğe de mi bulaştın? Daha neler unutuyon? Kan çeker benden başka kime bulaşıcan cumartesileri!
- Uyuşturucuyla işim yok.
* Sevindim. Neden yedi yıldır her cumartesi rakı içtiğimi sende bilmiyon dimi.
- Neden?
* Romantik şeyler.
- Mavi gözlü mü senin fosforlu?
* Yedi yıl diyorum! 2010 da bi pazar günü ayrıldım Eskişehirden.
- Cumartesi de rakı mı içtin? Kimle içtin?
* O ara çok güzel bi hatundu.
- Başkası var mıydı?
* Olmasaydı keşke ama vardı.
- Bendim o zaman o. Şimdi de güzelim.
* Güzellik o cumartesi masada muhabbetti.
- O zamandan beri mi cumartesileri içiyosun? Hayatına insanlar girdi çıktı, aşık oldun.
* "Gözlerin bu gece çok uzaklardan geçen bir gemi." Livaneli demiş, ne güzel demiş.
- Neşet daha güzel demiş. "Yazımı kışa çevirdin."
* Anlamıyorum ne yaşadıkta özlüyorum. Bi cumartesi rakıyı çok içip yanına gelicem. Gözümü bi açıcam karlı dağlar geçiyo, muavin diyecek kalk abi Hakkari'ye geldik.
- Delirme.
* Hikayen olur fena mı? Böyle bi adam vardı sevemedim bi türlü diye.
- Kime anlatıcam o hikayeyi, ben tek ölücem.
* Deme öyle, bana anlat kime anlatacan.
- Kendimi iyi hissetmiyorum, ilişme istersen.
* İyi hissettiremem belki ama anlat. Kimseye demediğini de.
- Ölesim geliyo!
* Ölme lan neye dayanamıyon? Ben kimle yılda bi kere görüşücem sonra? Kim ağzıma sıçacak?
- Ölmem de işte bazen geliyo işte Yüksekova heralde.
* O geçecek. Şu an yalnız evin oradan farkı yok.
- Nası yani?
* İstediğinin yanında olamayınca İstanbul'un Yüksekova'dan farkı ne?
- Kimi istiyorsun desem soru garip mi olur?
* Durmaz alıştım. Bi gün üzerine alınsan dalga geçiyo heralde, böyle bişiy yapmazdı allahalla niye yaptı ki, bunun olmaması lazım, niye oldu ki diye kısa bi bilinç kaybı yaşarım.
-Çok mu ahını alıyorum acaba?
* Alıştırdığın şeyler de mükemmelmiş valla. Ah mah yok. Hayallerini kurduğun hikaye benim hikayem değil demekki, içinden gelmeyen şeyi niye oldurasın ki? Bakma ben deliriyorum arada ama napiyim o da benim hissiyatım, zararım kendime.
- Etme!
* Ne etmiyim, nası etmiyim, ne ediyim, nasıl olsun? Koydum çay bardağına rakıyı, hala rakı bardağı alamadım. Ben başladım.
- Afiyetle.
* Gel beraber olsun.
- Bi gün neden olmasın.
* Seviyorum.
- Merkez. Aç ordan bi Pilli Bebek-Kızım. Benim için ağla, ben olsam ağlardım, o şarkıya dayanamıyorum çünkü.
* Açtım. Tutuklayacan mı beni? Kız babası olacak en güzel adamım.
- Eminim.
* Ablam varmış benim, düşük yapmış annem ölmüş ablam. Öyle demişti. Ablam olsun isterdim.
- Ya, neden abla? Gerçi ben de abim olsun isterdim. Ablam var ama abi de isterdim.
* Anneye anlatamıyon her şeyi. Ablam olsa anlatırdım herhalde. Şöyle seviyorum, böyle sevdim, abla ben kadınlardan anlamıyorum napayım diye sorardım.
- Ne dese boş olurdu ama, biliyosun dimi.
* Olsun destek olurdu. Kardeşim var benim. Erkek. Çok sordu bana, çok ağladı, ben de anlattım. Doğru diyosun bi çare olmadı.
- Şarkının etkisi nasıl?
* Ağlıyorum, erkekliğin lüzumu yok. Hepimiz duygusal insanlarız.
- Ben dedim diye ağlıcak halin yok heralde dimi benimki de soru.
* Çok isterdim standart bi düzen. Kızım olsun, çevremde 3-5 hatun var onlarla yetişsin, öğretsinler. Kendini sevene eziyet etmesin. İlk duble rakısında yanımda sarhoş olsun. Babişko olmak kız babası olmaktır, en güzel meziyettir.
- Kimlerle mesela?
* Ben daha okula gitmezken mahallede kaçırdığım bi kız vardı o mesela. Kuzenin arkadaşı vardı benden büyük, çok severdi beni ilk ona tutuldum o mesela. Bizim mahallenin gediklisi vardı. benim gözler kara, kirpikler falan uzun ya çok severdi beni o mesela. Aysun var bizim Aysun deli gacı, yanık, çemberden geçmiş feleğin o mesela. Anası kim olacak diye sorma hiç.
- Allah bilir onları ne sen ne ben bilemeyiz.
* Allaha işimiz... İyi geceler hatun, güzel kadın iyi geceler. 50lik rakı bitti. Günaydın da diyim. Hiç demiyoz hazır bulmuşken diyim.
- Delisin.
* Seviyom lan.
- Sevme. Sevme. Bok gibi karıyım ben.
* Öyle deme öyle deme öyle denmez. Ben çok mu ayrı bokum sanki aynı bokum.
- Yok ben leşim.
* Deme öyle, üzülüyom.
- Üzülmeyecen.
* Çok mu korkuyon benden. Ne yanlış, ne eksik, ne değersiz. Köfte bile yaparım la sana.
- Kalender adamsın.
* Kalender dedin ya pamuk gibi uyurum.
- Biliyorum ama çok yorgunum Esmer.

BİR MİSAFİRLİĞE GİTSEM

Bir misafirliğe gitsem
Bana temiz bir yatak yapsalar
Her şeyi, adımı bile unutup, uyusam...
Kalktığımda yatağım hala lavanta koksa
Kekikli zeytinli bir kahvaltı hazırlasalar
Nerede olduğumu hatırlamasam
Hatta adımı bile unutsam...

Melih Cevdet Anday

* Sana geldiğimde bunu hissedicem.
- Yine rakılar.
* Yanıma seni oturtuyorum napiyim.
- Keşke bende... Yanmıyorum ama aşk yakmaz mı sence? Üzdü ama gerçek.
* Bitti mi benim cumartesi hikayeleri?
- Ben sana ümit vermedim ki yedi yıldır.
* Ben inanıyodum.
- Neye?
* Kendi hikayeme. Gerçek diye. Herkesin hikayesi kendine gerçekmiş. Annen gidince yanına gelecektim son bi ara bari sesini duyim hoşçakal diyim.
- Zamanında inanmış olduklarımdan yediğim kazıklar var benim. Sağolsunlar hepsi sende dahil. Sevemiyorum, hayalime bi adam sığdıramıyorum. Ben seni kıramam ama gerçek de var öte yandan aşırı değerlisin benim için öyle böyle değil.
* Kadın ben sana özlüyorum dedim inanmadın, seviyorum dedim inanmadın, evlen benle dedim inanmadın, yanına gelicem dedim gelme dedin, gitme rakı içelim dedim gittin. Yılda bi defa görücem diye koşa koşa geliyorum sana, vakit bitince ayrılırken boynunu kokluyorum. Geç olduysa geç oldu ben şimdi yapıyorum bunları. Zerre de kafama takmadım istedim yaptım ama bu durum sana zul geliyorsa siktir et beni değerliysem değerim geçmişte kalsın. Bağrım yanıyo la. İki hafta boş geçirdim ağzıma rakı sürmedim. Şimdi açtım daha çay bardağına koymadım. Çok uzağa gidemiyorum gönlümün istediğini yaptım. Beşiktaştaydım bugün senin beni beklediğin yerde durdum bi sigara yaktım sokaktan gelişimi seyrettim. Komikti. Salak bi sırıtma yüzümde, baktım baya çikin adamım. Sen de haklısın öyle gelen adama yanılır mı tabi yanılmaz.
- Esmer yapma bunu artık. Kendimi suçlu hissediyorum.
* Olsun en azından bişiy hissediyosun. İnsanların dinlediği hikayemiz var, hayatımda ilk defa bişiyi çok güzel anlatıyorum allı güllü morlu. Bi taraftan gönlüme üflüyorum her gece sönsün diye. Sönmüyo mınakodumundünyasındabisikimsönmüyo. Neden sevmedin? Senden darbe yedim deme biz ilişki yaşamadık!
- Evet yaşamadık yaşamak da istemiyorum.Esmer bi zamanlar çok istedim o zaman olmadı o dava kapandı benim için ama seni seviyorum kişi olarak değer veriyorum, bu da sana yetmiyor. Çok güzel adamsın ama sana mesaj çektiğim zamanlar sevgilin vardı senle bişey düşünmüyorum artık. Ümit vermek daha kötü olur bence dert anlatmamak daha iyi mutlu ol. Acını bizzat çektiriyor gibi suçlu hissediyorum. Yapma bana da kendine de. Başkasıyla seviş sarıl mutlu ol artık. Bana sorarsan ben ümitsiz vaka gibi bişeyim benim biriyle sonsuza dek mutluluk saçmalıklarına inancım ve isteğim yok malesef. Böyle yaşamıyorum galiba artık, romantizm anlayışım bitti. Sen kazık atmadın ama az kazık yemedim. Yakında tayin isteyip motorumu çekip köpek alıp yaşlanmayı düşünüyorum. Aşk meşk duygu his hissetmiyorum ben artık. Tamamen boşluk bende bu hissiyat durumu. Bi erkek istemiyorum. Yaşıcak çok şeyim var. Gezmek gibi, yurtdışı gibi, motor gibi, arkadaşlar gibi... Bi adamla eve tıkılmak romantik bakışlar beni açmıyor. Hayatın başka gerçekleri var, başka mutluluklar mesela bi çocuğun gözüne bakmak beni etkiliyor artık. İşimi sever oldum, dövme de bitmedi o ayrı. Ondaki mutluluk bambaşka. Sikmişim elele tutuşmayı, martıları, denizi, öpüşmeyi, sikişmeyi ya da beraber yaşlanmayı. Beni öldü de sayabilirsin ama arkadaş olarak hep benimlesin. Bunlar ne zaman oldu dersen sen askerden döndüğünde kendimle konuşacak ve anlayacak çok vaktim oldu. Hapis ya da bastırdığım, görmediğim, hissetmediğim ne var ne yok döktüm ortaya. Baktım bu olmuşum.
* Böyle gitme.
- Gitmiyorum. Gelmedim ki gideyim. Hep duruyorum ben. Hareket etmiyorum.
* İstediğin şeyi yap canın ne yapmak istiyorsa onu yap. Beni mi istemiyorsun dibine kadar isteme. Burda da yanındayım. Sana söylediklerimden başka diyecek bişiyim yok, hep söylerim.
- Biliyorum söyleme ama. Biriyle mutlu ol.
* Ben sana benle evlen dedim. İstemiyorsun, git kendi hayatını çok güzel yaşa. Gelmediğin için benimki kadar ağır olmaz ama özlerim bişiy demem. Aramam bulmam inceden dert anlatmam. Senle olan derdimi bile sana anlatıyodum onu da yapamam artık. Hoşçakal iki gözümün çiçeği. En güzel öptüğüm hatun, güzel kadın. Ne bi daha sana sarılabileceğim ne bi daha koklayabileceğim. Çok istediğim bi hayat vardı, başka bişiy istemiyodum. Sen en güzel öptüğüm kadın, uğruna her cumartesi gönlüme kadeh vurduğum hatun, Bostanlı vapurunda uçuşan saçlarını avcumla topladığım, Beşiktaşta boynunu kokladığım hikayesin. Mutlu anlarım bu kadar. Hoşçakal iki gözümün çiçeği hoşçakal.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ŞARAP İLE RAKI

Şarabın üstüne rakı mı içilir kaptan? İkisi de güzeldir ama bırak karışmasınlar. Alacalı pembe senin nene gerek, kırmızı ayrı, beyaz ayrı güzeldir kaptan. Bi bildiğin mi var kaptan, benim aklım kıttır anlamam. Şarap ayrı güzeldir, rakı ayrı, karıştıramam. Şarapta çare olmaz, rakı da evlat. İçtikçe içerinde kalır. Hele şarap bi oturdu mu kalbine kaldıramazsın. Şarap içersen o olursun, rakı içersen kendin olursun. Ben ne kendim olmayı ne de o olmayı seçtim evlat. Şarap içersem O oluyordum rakı içersem BEN. Ben bir olmaktan yanayım evlat. Ne sadece ben aşık olayım ne de sadece o. Karışmak lazım evlat birbirine karışmak. İçerde, kalbin taaaa içinde. İçtiğinin midene mi gittiğini sanıyorsun evlat? Kalbi doldurur rakıyla şarap. Sadece birini içersen ya acı çekersin ya da çektirirsin, bu sarhoş eder insanı. Acı çekmek ya da çektirmek mutluluk değildir evlat, değildir sadece rakı içmek, sadece şarap içmek. Mutluluk her ikisini de karıştırabilmektir. O zaman hazdan değil mutluluktan sarho

……BÖYLE AŞKIN IZDIRABINI

Sikerim böyle aşkın ızdırabını. Dokunmayın bana. Yok olmam merak etmeyin. Sizleri severim. Rakı içerim her birinizin yerine. Kar yağınca karda gezerim. Yok olasım yok, kar kadar beyaz değilim Kirlendim ben biraz Birazdan da hallice, siyaha yakın Renkler nerde? Hatırlamayorum Ben böyle aşkın ızdırabını… Yokolurum belki, sizlerde benle birlikte Her yudumda Üşürüm bembeyaz karın üzerinde, Kalbim soğur Sizleri seveyordum Renk yok Beyaza beş kala siyahlığımda uçar yokolur Rakı içerim inceden inceden Ben böyle ızdırabı… Aşk yok İnceden inceden üzerime birikir kar Kaybolurum Sizleri sevdim, yokoldum Bembeyaz karın üzerinde bembeyaz bir çıkıntıyım Kar kalkmaz sizde geçmezsiniz

Halet-i Ruhiyem

Hep olsaydı bilirdi İstanbul aşkı bilmesine lakin hep olmaz İstanbul'da aşklar. Doğam bilmez şehrini, kendi şehrindeki aşkın kokusunu... Aşk yer değiştirir, başka başka şehirlerde varolur. Göbeğim kadar sakin ve sessizdir ruhum, en az onun kadar aç veyahut martılar kadar. Sakince gelip ruhumu doyurabilirim ve sen zaten bilirsin aç olup olmadığımı. Gözünle çağırıp elini uzatman yeterli. Beni sevdiğini bilirim varsın denizde binlerce balık olsun, uzattığın benimdir. Senin maviliğin denizden daha fosforlu ve güvenilirdir çünkü denizden baban çıkar ve ben onu yemek zorunda kalabilirim. Halet-i ruhiyem sakin görünür benim, aldanmamak lazım. Yukarıda en yukarıda bulutların arasında bile gökyüzünden daha fosforludur gözlerin gördüm, bilirim. Halet-i ruhiyemin sakinliğine burda inanırım. Baktıkça gözlerine üzerinden dökülen suyun tende verdiği rahatlama hissiyatı kadar bilinçsizleşebilirim. Ve sırtım öpülürken bukadar çok sevinmemiştir bi çift dudak kadar değerli olduğuna. Tut elimde