Ana içeriğe atla

P E M B O

17.45'te Cağaloğlundan çıkıp Bomontiye yürüdüm. Tahmini varış süresi 20.00. Aman yavaş aheste. Galata köprüsünden geçerken aldığı bonzainin etkisiyle bir kaç instagram canlı yayını, bir kaçta hikayeye görsel olacak anadolu'nun bağrından kopup gelmiş ceronimo'nun köprü üzerinde yattığı yerde yüzme performansını seyrettim. Başarılıydı. Ben alkışladım, ambulansta ödülünü verdiler. Ölmedi ama bi sonraki performansı ölümcül olabilir.

O ara tütün sardım, yaladım, yapıştırdım. Düzgün saramıyorum hâlâ. Esmer olduğum için bıyıklarım hâlâ sararmadı ama sağ elimde nah işareti yaparken baş parmağının girdiği yer var ya işte orası biraz tütün sarısı. Ciğerim esmerdir, gözlerim dumanlı. Gözümdeki gülümsemenin sebebi hay sikiyim dediğim durumlarda kendime gülerken çekilmiştir biraz. O durumlar bâki olduğu için göz oldu badem ama kör ölmedi.

Aheste aheste varınca Bomonti'ye gittim galaksinin en pahalı birasını aldım. Gözüme  Pembo ilişti o ara istese ona da alırdım. Tarlam olsa satar 10 tane daha alır yanımda oturmasını sağlardım ama arkada arkadaşlarıyla muhabbet halindeydi.

Yukarıdaki paragrafı herhangi bir yazar bu şekilde yazmazdı. Şu şekilde anlatırdı derdini: "Esmer gittiği mekanda içeceğini alırken gözgöze geldiği kadına tutuldu. İçinden geçen ona da bir içecek alıp tanışmaktı fekat kadın arkadaşlarıyla oturmakta ve muhabbet etmekteydi." Belki de derdimi bu şekilde anlatsam çözülecek herşey. Ya hiç anlatamıyorum ya da saçmalıyorum arası yok, düzü yok.

Pembo'nun tayfa kalkti sonra Taksime gittiler. LGBT partisinde kıyak kafalar güzel hikayeler attılar instagrama. 5 bira sonrası sarhoş olunca ben de gittim Pembo'nun yanına. Girişte eleman elindeki ışıkla elimde bişiy aradı parmağımdaki tütün sarısını gösterdim içeri aldılar beni. Belki de öyle olmamıştır hatırlamıyorum o kısmı. İçerde Pembo'nun gözlerini gördüm içim yine cızetti. Çok ilgilenmedi benle. Tuvalete gidip yüzümü yıkadım. İçeriden çıkan üstsüz kadının göğüsleriyle karşı karşıya geldik bi ara. Bu ne sevgi ah bu ne ızdırab dedi. Tanışmak istermisin bu Şükran bu da Bahar diyerek göğüslerini gösterdi. Eski sevgilileriymiş. Kaltaklar pörsüksünüz ama aşıktım lan ben sizlere dedi. Meraba dedim çıktım. Uzaktan bi Pembo'yu gördüm İrlanda kaçışımla terkettim mekanı.

Pembo alengirli gacı. Tanımıyorum aslında. Benden güzel yaşamış. Naptıysa tek başına yapmış. Temkinli gacı. Rakıya çağırdım yok dedi. Yine bi hikayenin sonuna geldik. 3 gün falan sürdü.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ŞARAP İLE RAKI

Şarabın üstüne rakı mı içilir kaptan? İkisi de güzeldir ama bırak karışmasınlar. Alacalı pembe senin nene gerek, kırmızı ayrı, beyaz ayrı güzeldir kaptan. Bi bildiğin mi var kaptan, benim aklım kıttır anlamam. Şarap ayrı güzeldir, rakı ayrı, karıştıramam. Şarapta çare olmaz, rakı da evlat. İçtikçe içerinde kalır. Hele şarap bi oturdu mu kalbine kaldıramazsın. Şarap içersen o olursun, rakı içersen kendin olursun. Ben ne kendim olmayı ne de o olmayı seçtim evlat. Şarap içersem O oluyordum rakı içersem BEN. Ben bir olmaktan yanayım evlat. Ne sadece ben aşık olayım ne de sadece o. Karışmak lazım evlat birbirine karışmak. İçerde, kalbin taaaa içinde. İçtiğinin midene mi gittiğini sanıyorsun evlat? Kalbi doldurur rakıyla şarap. Sadece birini içersen ya acı çekersin ya da çektirirsin, bu sarhoş eder insanı. Acı çekmek ya da çektirmek mutluluk değildir evlat, değildir sadece rakı içmek, sadece şarap içmek. Mutluluk her ikisini de karıştırabilmektir. O zaman hazdan değil mutluluktan sarho

……BÖYLE AŞKIN IZDIRABINI

Sikerim böyle aşkın ızdırabını. Dokunmayın bana. Yok olmam merak etmeyin. Sizleri severim. Rakı içerim her birinizin yerine. Kar yağınca karda gezerim. Yok olasım yok, kar kadar beyaz değilim Kirlendim ben biraz Birazdan da hallice, siyaha yakın Renkler nerde? Hatırlamayorum Ben böyle aşkın ızdırabını… Yokolurum belki, sizlerde benle birlikte Her yudumda Üşürüm bembeyaz karın üzerinde, Kalbim soğur Sizleri seveyordum Renk yok Beyaza beş kala siyahlığımda uçar yokolur Rakı içerim inceden inceden Ben böyle ızdırabı… Aşk yok İnceden inceden üzerime birikir kar Kaybolurum Sizleri sevdim, yokoldum Bembeyaz karın üzerinde bembeyaz bir çıkıntıyım Kar kalkmaz sizde geçmezsiniz

Halet-i Ruhiyem

Hep olsaydı bilirdi İstanbul aşkı bilmesine lakin hep olmaz İstanbul'da aşklar. Doğam bilmez şehrini, kendi şehrindeki aşkın kokusunu... Aşk yer değiştirir, başka başka şehirlerde varolur. Göbeğim kadar sakin ve sessizdir ruhum, en az onun kadar aç veyahut martılar kadar. Sakince gelip ruhumu doyurabilirim ve sen zaten bilirsin aç olup olmadığımı. Gözünle çağırıp elini uzatman yeterli. Beni sevdiğini bilirim varsın denizde binlerce balık olsun, uzattığın benimdir. Senin maviliğin denizden daha fosforlu ve güvenilirdir çünkü denizden baban çıkar ve ben onu yemek zorunda kalabilirim. Halet-i ruhiyem sakin görünür benim, aldanmamak lazım. Yukarıda en yukarıda bulutların arasında bile gökyüzünden daha fosforludur gözlerin gördüm, bilirim. Halet-i ruhiyemin sakinliğine burda inanırım. Baktıkça gözlerine üzerinden dökülen suyun tende verdiği rahatlama hissiyatı kadar bilinçsizleşebilirim. Ve sırtım öpülürken bukadar çok sevinmemiştir bi çift dudak kadar değerli olduğuna. Tut elimde